DİĞER
Bilge Karasu'nun 1950'lerde Forum dergisine yazdığı sergi tanıtımları ile resim ve heykel eleştirilerinden birkaçını sunuyoruz...
“Sırça köşk, tepe, meydan, başşehir, bodruma kapatılma, dil, beyin, göz, koyun kavramları anlatının iletilerini taşıyan birer simgedir. Tarih boyunca görülen ezen-ezilen çatışması Marksist bir anlayışla yazar tarafından esere aksedilmekle birlikte anarşist düşünceden esinlenildiğini gösteren noktalar da öne çıkmaktadır.”
“Tamiri Mümkün konser filmine protez hafızalar bakış açısıyla yaklaştığımızda, filmin farklı yerlerde yaşayan, konsere ilişkin farklı deneyimleri olan insanlar arasında dijital teknolojiyle kolektif bir geçmiş yarattığını hissederiz. Bu kolektif geçmişin uzun zamandır içinden geçtiğimiz dar zamanlarda terapötik bir yanı da vardır elbette.”
“Ahlak ve adabın nasıl mükemmel olması gerektiği hem Avrupa’da hem de İslam dünyasında ehl-i kalem arasında tartışılmakla kalmaz, ayrıca alt sınıflar üzerindeki gücü ifade etmek için araçsallaştırılır. Onun içindir ki birçok nezaket kitabında, yalnızca nasıl davranılması gerektiği değil, aynı zamanda aşağılık olarak görülmekten nasıl kaçınılacağı açıklanır.”
"Abdülaziz, V. Murad ve II. Abdülhamid devirlerine o üç saltanatı da görmüş, hem de kapalı kapılar ardındakileri de görüp yazabilmiş bir muharririn gözünden bakmak ister miydiniz? Bir dönem İstanbul’da en çok satan gazete olan Basiret’in sahibi Basiretçi Ali Efendi’nin gözleriyle..."
“Kitap niçin satılmıyor?” Bu soru yazarı, yayıncıyı, kitapçıyı ve de okuru çok uzun yıllardır meşgul ediyor. Geçmişte bu konuyla ilgili yayınlanmış çok sayıda yazı da bulmak mümkün. İşte, onlardan biri, Sabih Alaçam’ın 1939’da kaleme aldığı “Kitap niçin satılmıyor?” başlıklı yazısı…
"Eserler kendi dönemleri ve şartları içinde ele alınmalılar. Bugünün gözlükleriyle dünü görmeye, daha da vahimi biçimlendirmeye çalışmak gerçekten cahilce ve bencilce… Sanki her şeyi en iyi biz biliyor, en iyi biz değerlendiriyoruz. İşte metinleri göz önüne sermeyi en çok bunun için gerekli görüyorum. Edebiyat tarihçisi en iyi yorumcu olamaz, hele her zaman hiç olamaz."
Esin Hamamcı, Prof. Dr. Ali Volkan Erdemir ile Japon edebiyatı, Türkçeden Japoncaya çevrilen eserler, Murakami çevirileri ve Dağın Rüyası romanı üzerine konuştu: "Roman yazma isteğim, her Murakami romanı çevirisinin ardından hissettiğim o büyünün etkisiyle daha da arttı."
Pandemi, mülteciler, Ukrayna savaşı, küresel iklim krizi, yolsuzluk, politik gerginlik, artan ırkçılık ve ayrımcılık, ekonomik kriz, distopyalar… Bütün bu gergin gündemi biraz olsun unutup rahatlamanızı sağlayacak, seyahatte ve tatilde yanınızda gezdirebileceğiniz, neşeli ve sürükleyici bazı kitaplardan küçük bir derleme...
Aşk Olsun Çocuk, her yönüyle ilginç ve farklı bir 'iş': Tiktok çağında bir fotoroman, ama internette tefrika ediliyor... Hülya Işık Kurt, sanatçı Ali Cabbar'la, "Deniz Gezmiş’in uzun bir ömre bedel 25 yılı"nı 25 parçada anlatan bu tefrikayı ve yakın tarihe bakışımızı konuştu.
"Ne demişti Carver, Wolff ve Ford’la arkadaşlıkları hakkında? 'Eserleri ve kişilikleri meltem ile tuzlu su kadar farklı. Benzerliklerin yanı sıra bu farklılıklar ve tanımlanması zor başka bir şey onları dost kılıyor.' Buradaki 'tanımlanması zor başka bir şeyi' tanımlamaya çalışmayacağım, ama bu 'şey'in ne olabileceğine dair –adını koymadan, bir sınıfa, ekole sokmadan– bir şeyler sezmek sanki mümkünmüş gibi geliyor bana."
"Emine Semiye ve Fatma Aliye, Mükâfat-ı İlahiye ve Udi romanlarında yazın alanında kendilerine yer açmak ve kadın merkezli bir edebiyat inşa etmek için kendilerinden önceki erkek yazarların kanunlarına karşı çıkarlar."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık